ÇETİN´DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

ÇETİN´DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

"Bugün sizlere ilimizin en önemli...

   Ardahan ilinde yapılan tarım ve hayvancılığın, eski usullerle hala yapıldığına dikkat Cavit Çetin, Rusya, İran ve Irak üzerinde kaçak hayvan girişleri olduğuna değinerek bölgemizdeki hayvancılığın gelişmesi için şu açıklamalara yer verdi.

KARŞILIĞI ALINMAYINCA GÖÇ YAŞANIYOR

"Bugün sizlere ilimizin en önemli geçim kaynağı olan ve okul kitaplarında hayvancılık dendiği zaman ilk akla gelen ilimizin hayvancılık ile ilgili sorunlarını dile getirmeye ve çözüm önerileri sunmaya çalışacağım. İlimizin yukarıda da bahs ettiğim gibi en önemli geçim kaynağı hayvancılıktır. Bu şimdide böyle bundan öncede atalarımız dedelerimiz zamanında da böyleydi. Bu topraklar hayvancılığın ana vatanıdır. Küçüğünden büyüğüne herkesin uğraş alanıdır, hayvancılık. Bu kadar yoğun hayvancılık faaliyeti yürüten ilimiz halkı acaba verdiği emeklerin karşılığını alabiliyor mu. İşte bu önemli sorunun cevabı tabi ki hayırdır. Hayvancılık gibi meşakkatli ve zorlu bir uğraşı karşılığında alınanlar o kadar azdır ki bugün bu sorun büyük şehirlere olan göçü hızlandırmıştır.

SINIRLARDAN KAÇAK HAYVAN GELİYOR

Oysaki ülkemizin kaliteli hayvansal ürünlere o kadar ihtiyacı vardır ki kaçak hayvancılık bunun en güzel yanıtıdır. Biz üstümüze düşeni yapamıyoruz ki dışarıdan yıllık üretimimiz kadar kaçak, sağlıksız soy kütüğü belli olmayan hayvanlar ülkemize girerek hem hayvancılığımızı tehdit etmekte hem de sağlığımızı. Ülkemizde neden Rusya üzerinden İran ve Irak güzergahını takip ederek kaçak hayvan girişleri yapılsın. Sınırlardaki kontrol yetersizliklerinin yanı sıra ülkemizdeki girdi maliyetlerinin yüksekliği, kaçak hayvan talebini Türkiye´ye yönlendirmektedir. Ülkemizde et fiyatlarının komşu ülkelere kıyasla yükseldiği, hayvan varlığının yetersizliği ve et fiyatlarında bir istikrarın sağlanamaması kaçakçılık faaliyetlerinin ekonomik zeminini hazırlamaktadır. Kaçakçılık faaliyetlerinin ekonomik zeminini ortadan kaldırmadan polisiye tedbirlerle önlemek mümkün değildir.

GİRDİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ

Bunun için yapılması gereken en önemli şey tarım sektöründeki girdi maliyetlerinin düşürülüp destek kredilerinin bir an önce hayata geçirilmesidir. Avrupa da tarım sektörüne yılda 50 milyar ? ayrılırken ülkemizde bu rakam 2 milyar ?´dur. En azından bu rakamın 10 milyar ? çıkarılması gerekmektedir. Hayvancılık sektörüne yapılan desteklemeler, işletme başına Avrupa Birliği´nde 8-9 bin Dolar,, Türkiye´de 50 Dolar dolayındadır. Türkiye´de kooperatiflerin payı yüzde 3-4 civarındadır. Oysa AB ülkelerinde bu oran yüzde 50-100 arasında değişim gösterir. Verimlilik bakımından hayvancılığımız incelendiğinde, inek başına yıllık süt verimi; ülkemizde 2500 kg olduğu halde bu miktar ABD´de 7480 kg, AB´de ise 5450 kg´dır. Et verimleri ise; Türkiye´de sığır karkasında 177 kg/baş, ABD´de 280 kg/baş, AB´de ise 275 kg/baş´tır. Kişi başına hayvansal ürün tüketimi de bahse konu olan ülkelere göre düşüktür. Hayvansal üretimin tarımdaki payı ise yüzde 49´dur. Toplam ekim arazisi içinde yem bitkileri ekiliş oranı Türkiye´de yüzde 3, AB´de ise yüzde 30´dur. Türkiye´de 4,1 milyon tarım işletmesinin sadece yüzde 4´ünde ihtisaslaşmış hayvancılık yapılmaktadır. İşletme başına ortalama 4 baş sığır düşmekte ve arazi büyüklüğü 6 hektar civarındadır. AB´de 7,5 milyon tarım işletmesi mevcut olup, işletme başına düşen tarım arazi büyüklüğü 17,5 hektar, işletme başına ortalama hayvan sayısı ise 45 baştır. Türkiye ile AB arasında önemli yapısal ve verimlilik farkı nedeniyle, ülkemizde 1 kg sığır etinin üretim maliyeti 3.8 Euro iken AB´de 2.4 Euro seviyesindedir.

ÇİFTÇİLER, SERMAYE SIKINTISI YAŞAMAKTADIR

Hayvancılık için büyük bir potansiyele ve iklim yapısına sahip olan ilimizde üreticiler, yıllardan beri gelen alışkanlıkları gereği, kendi kendine yeterliliği benimseyen eski yöntemler ile , hayvancılık yapma çabasındadır. Oysaki her şeyi tekniğine uygun yaparsak ilimiz hayvancılık sektöründe 1 numara olur ve halkımız kalkınır. Tabi ki sorunlarımızın çözülmesi en önemli uğraşımız olmalıdır istediğimiz gelir seviyesine ulaşmak için. Özelikle ilimiz dahilindeki işletmelerde önemli sermaye sorunu vardır. Küçük olan işletmeler hem geçimlerini sağlayacak, hem de üretime ayıracak gelirden yoksun oldukları için hayvancılıkla uğraşan halkımız çok büyük ölçüde sermaye sıkıntısı yaşamakta, bu da hem üretimi kısıtlamakta, hem de sosyal sorunlar yaratmaktadır. Sağlanacak olan krediler ile bu sermaye sorunu çözülerek üretime daha fazla kaynak aktarılarak masraflar düşürülüp daha fazla kazanç sağlanacaktır. Özelikle sağlanacak krediler tarımsal binaların yapılması ve yenilenmesi, yeni tarımsal makine ve ekipmanın satın alınması, depolama alanlarının yapılması ve yenilenmesi, süt ve et işleme tesislerinin yapılması ve geliştirilmesi gibi alanlar, seçilebilir proje önceliklerini oluşturabilir bu konuda destekler alabiliriz.

ET VE SÜT KOMBİNELERİ KURURLMALI

Destekleme çalışmaları neticesinde ilimizde süt ürünleri, kesim hane ve kombinalar yaygınlaşması sağlanarak üretim artışı ile ekonomik faydalar artırılarak halkımızın refah seviyesini yükseltebiliriz. Buralarda, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere odaklanacağız. Binaların yapılması ve yenilenmesi, AB standartlarına ulaşmaya yönelik yatırımlar, bilgisayar yazılımları da dahil olmak üzere yeni tarımsal makine ve ekipmanın satın alınması, süt tankları ve soğutucuları, soğuk hava depoları da dahil olmak üzere depolama yatırımları gibi alanlar, seçilebilir bu konularda projeler geliştirerek hem AB kredilerinden hem de hükümetimizin sunduğu kredilerden faydalanabiliriz. Bu aşamada muhakkak üretici birliklerinin kurulmasını sağlamalı her evde yapılan üretimin modern yöntemler ile tek bir çatı altında örneğin "Ardahan Hayvancılık Birliği- gibi kuracağımız birlikler ile hakkımızı arayabilir ürünlerimizi bu kurum adı altında pazarlayabiliriz.  Bütün ağırlığımızı sadece il merkezine değil köylerimize özellikle vererek üretimin buralarda yapılması pazarlamanın ise merkezde yapılmasını sağlayabiliriz. Genel olarak yukarıda bahsettiğim sorunlardan yola çıkarak aşağıda belirteceğim çözüm önerileri ile yola çıkabiliriz.

İlimizin gelişmesi ve refah seviyemizin yükselmesi amacıyla

1-Yerli sığır ve düşük verimli kültür ırkı sığırlarda kullanma melezlemesi yoluna gidilmeli,

2-Soy kütüğü tutulmalı,

3-İyi ve kaliteli damızlık ihtiyacı sağlanmalı,

4-Dışarıdan süt ineği yerine, damızlık buzağı veya düve getirilmeli,

5-Kendi nitelikli boğalarımızın döl kontrol projesi ile spermalarının kullanılması yoluna gitmek gibi ıslah çalışmaları yanında;

 6-Tarımsal kredilerin en az yüzde 25´i hayvancılığa ayrılmalı,

7-Kredi kullanımı kolaylaştırılmalı,

8-İşletme kredileri yeterli miktarda olmalı, kredi faizi düşük tutulmalı,

9-Damızlık üretimi, besi ve süt sığırcılığı yem bitkileri üretimi, suni tohumlama uygulamalarını öncelikleri arasına alacak destekleme politikalarına ivedilikle geçilmeli,

10- Hem yetiştirici hem de tüketiciler için hayvan yetiştiricilerinin üretimden pazara zincirinin halkalarının oluşmasını devlet sağladıktan sonra çekilmeli,

11-İnsan sağlığı için tehdit oluşturan yemlerde kullanılan katkı maddelerinden, hijyenikliğe kadar etkin bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır. Ve en önemlisi tarımın şirketleştirilmesinin karşısında aile çiftçiliğini savunacak ve hayvan yetiştiricilerinin yukarıda sayılan teknik, mesleki, sosyal ve politik sorunlarını çözebilmeleri için tüm hayvan yetiştiricilerinin birlik olup emeklerini bu birlik çatısı altında birleştirerek daha rahat ve refah dolu bir hayat sahibi olabiliriz. Hayvancılığı modern yöntemlerle yaparsak, verimlilik %100 artar" şeklinde değerlendirmelerde bulundu.