www.cildirgoyce.com

HERŞEY %20´YE BAĞLI

HERŞEY %20´YE BAĞLI

Ülkemiz günlerdir Anayasa değişikliği...

     Ülkemiz günlerdir Anayasa değişikliği konusunu tartışmakta herkes adeta bu konuyla yatıp bu konuyla kalkmaktadır.  Ülkemiz için çok hayati olan bu değişikliğin TBMM´de uzun ve bir o kadar da sancılı görüşmeler neticesinde kabul edilmesi ile halkın önüne gelmesi kesinleşti. 

      Yapılması planlanan köklü ve ciddi değişiklik toplumda ciddi bir fikir ayrılığına neden olduğu gibi sıcak birçok tartışmanın da merkezine oturmayı başardı. Bir yanda vatandaş kendi arasında sosyal medya başta olmak üzere, kahvehanede, işyerlerinde, servislerde, düğünlerde hatta ve hatta cenazelerde bile bu hassas konuyu hararet ile tartışa dursun bundan daha sert ve hararetlisi TBMM de vekiller arasında yaşandı.

    Mecliste gerçekten izlerken üzüldüğümüz kavga sahnelerinin erkekler arasında olmasına belki gözlerimiz aşinaydı ama işe kadın vekillerinde saç saça baş başa kavgaları da eklenince vatandaşlar olarak şaşırıp kaldık.

 Daha nelere şaşırmadık ki?

     Bir yanda ülkenin milliyetçi hassasiyetleri üst seviyede olan partisi MHP´nin Altı ay önce Vatana İhanet ile suçladığı AK Parti ile Anayasa yazdığını, Lidere itaatin en keskin olduğu partinin Genel başkan ve vekilleri arasında yaşanan derin ayrışmayı gördük.

   Bir yanda adlarının bölücü örgütle anılmasından en ufak bir rahatsızlık duymayan ve terörist tabutlarının bir numaralı omuzlayıcılarının MHP´lileri  ?Vatana İhanet ? ile suçlaması gibi bir role soyunmalarına şahit olduk.

    Bir yanda HDP ile beraber ?Barış Süreci´ni yürüttüğü için ?Vatanı Satanlar´ olarak nitelendirdiği AK Partililere karşı HDP ile aynı sıralardan omuz omuza muhalefet eden CHP´nin değişken ve teröre karşı dik durmak konusundaki zafiyetinde ısrar eden  tavrını hayretle izledik.

    Bir yanda Ülkücüler için en ağır itham ve eleştirileri sıraladıktan sonra onlarla oturup Anayasa yazan AK Partinin, Fatiha´yı bile bilmezler dedikleri ile ?Destan Yazacağız´ dediklerine şaşırıp kaldık.

    İşte bu hararetli tartışma, atışma, garip birleşme ve ayrılıklar ile sürüp giden bu süreçte kendini ispat gereği duyanların oylarını kanunsuz bir şekilde açık kullanma gayretlerini, gördük. Psikolojik baskı olsun diye oy kabinlerinin dikizlendiği kameraman vekillerin canlı yayınlarını, ısırmaları, burun kırmaları, kürsüye kelepçelenmeler ile dolu oturumlar sonucunda iş en sonunda halkın önüne gelecek kıvama ulaştı.

    Meclis bu durumda iken vatandaş ise kafası karışık durumda ve olayları anlamaya doğru kararı vermeye çalışmaya gayret etmektedir.  Şimdi meclis sürecinden daha ateşli tartışmaların yaşanacağı iki koca ay var önümüzde. Bir yanda HAYIR´cılar var her yazılan cümlenin altında acaba ne demiş, mesaj mı vermiş aba diye kafa yoran, Bir yanda EVET demek gelecek demek diyenlerin Hayırlı Güner dememek için bile özen gösterdiği gruplar var.

Peki, vatandaş ne diyecek;

    Kendisi hukukçu olan, fikirlerine büyük önem verip saygı duyduğum bir sevgili kardeşimin çok doğru ve yerinde tespitine aynen katılıyor buradan sizlere aktarıyorum;

    Ülkemizde bir %40 oranında bu Anayasa değişikliğinin içinde ne olduğunu dahi bilmeden her şart ve durumda işin içinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduğu için kayıtsız ve şartsız EVET diyecek bir kesim var.

   Yine bu değişikliğin ne getirip ne götürdüğü konusunda en ufak bir fikri olmayan ancak sloganlar ile hareket eden sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı ile kayıtsız şartsız HAYIR diyecek kalıplaşmış bir %40 ?lık diğer bir kesim daha var.

    Geriye ise olaya ideolojik bakmayan, kişisel sevgi veya nefret ile bakmayan, değişiklerin neler olduğunu artı ve eksi yönlerini araştırdıktan sonra kararını verecek olan  %20 oranında bir kesim var.

    İşte ülkenin geleceğini belirleyecek EVET´çileri ya da HAYIR´cıları verecekleri oylar ile zafere taşıyacak kesim işte tam da bu %20´lik kesim olacaktır.

     Şahsi görüşüm eğer taraflardan birisi olsam ve siyasi çalışmalar yürütecek olsam her iki %40´lık kesimi ikna için asla uğraşmam çünkü onlar asla ikna olmayacak kadar sabit fikirli ve siyasetleri dışında hiçbir gözlükle bakmayacak kesimleridir. Bunlar için yapılacak tüm çabalar nafiledir.

     Asıl ikna edilecek ve anlatarak ikna olacak kesim bu %20 oranındaki daha kararını vermemiş ülkem ve çocuklarım için ne doğru ise onu yapmak istiyorum diyen siyasi gözlüklerini çıkarmış olaylara tarafgir bakmayan kesimdir. İşte üzerinde çalışılması gereken kesim budur ve bu kesimin sağduyusu geleceğimize şekil verecektir.

    Bu vesile ile Halkın kendi geleceği için en doğru kararı vereceğine olan inancımla Rabbimden milletimizin selameti için ne olması gerekiyorsa onun olmasını niyaz ediyorum. 

Sinan Karaçay