Bölgede yaşanan olaylar halkı daha da huzursuz etmeye başladı.
Tamamının Kürt olmadığı Ardahan´a Kürt bölgesiymiş gibi davranılması ve terör örgütünün yürüttüğü faaliyetler dolayısı ile de halk daha da çaresiz bir durumda?
Bu olayların yeniden hortlatılmasının suçlusu kim? Bu halkın huzurunu kaçırarak mallarına canları kastedenler kimler, barış savaşçıları mı?
Barış´ın savaşla geleceğine, kanla sağlanacağına inan gafiller mi?
Yaşananların en büyük suçlusu Selahattin Demirtaş´ dır.
%13 oy alarak legal bir lider oluşudur. Demiştaş bu oy oranıyla sadece Kürtleri değil, Sosyalistleri, Sosyal Demokratları ve hatta bir kısım muhafazakârları bile HDP çatısı altında toplamıştı.
Demirtaş bu suçu işlerken, olaylarda en çok rahatsız duyan kısım da Kandil oldu. Demirtaş´ın yükselişi Kandili, Karayılanı pasifize ediyordu. Tek muhatap Demirtaş ve ekibiydi. Yapıcı söylemleri Demirtaş´ı daha da yükseklere çıkartırken Kandil´in de halk üzerindeki etkisi giderek azalmaya başlıyordu.
Kandil´in hükmünün tekrar sürdürüle bilmesi için düğmeye basıldı. Bir taraftan araçların önü kesilip ateşe verilip Askere, Polise saldırılırken diğer yandan Kürt halkının kulağına Kandil ne derse o yapılacak, Tek lider Apo´dur Karayılan´dır gibi öğütler verilmeye başlandı ve baskılar arttı.
Kandil o kadar hırslandı ki Apo´nun Demirtaş´ın gölgesinde kalacağını düşünmeye başladı. İlk olarak Demirtaş´ı bitirmek için girişimler başladı. Kürt halkı da bu durum karşısında ne yapacağını bilemez hale geldi.
?Dün gelip güzellikle olmazsa zorla HDP´ye oy vereceksiniz? diyenler, bugün gelip HDP oy vermeyeceksiniz gibi izlenimler bırakmaya başlamıştı. Halk arada kalmıştı.
Göle ve Sarıkamış´ta yaşanan olaylar halkın tedirginliğini arttırmaya başladı. Terör örgütünün yol kesmesi araçları yakması, bölgede ticari zararlar meydana getirirken, sağlık yönünde de önemli gerilemeler oldu. Vatandaş hastasını Erzurum´a götürmekten korkar hale geldi.
Nakliye fiyatları bir anda ikiye katlandı, zammın sebebi motorindeki artış değil artık Ardahan´ın terör bölgesi olarak kayda geçmesiydi.
Terör örgütü yol keserek, araç yakarak bir taraftan bölgede ticaret yapan kişilerin bölgeyi terk etmesini sağlıyor, diğer taraftan ise kendinden olmayan haklıda göçe zorluyordu.
Göle halkı o kadar sindirildi ki kendi canlarından olan Şehit Uzman Çavuş Tayfur Hançer´in naşına bile sahip çıkamadı.
Ardahan merkez ve Kuzey ilçelerden giden olmasa cenazeye katılanda olmayacaktı.
Terör Örgütü sindirme politikası izleyerek Kars, Ardahan´ı kurtarılmış bölge ilan edecek ve ilk kantonunu oluşturacaktı ki ;
Bu olaylar karşısında hükumetin Kandil´e karşı aldığı sert tavrı beklemeyen örgüt, Kars - Ardahan´dan çekilmek zorunda kaldı.
Sadece kendi bölgelerine dönüp oradaki hâkimiyetini pekiştirmekten başka çareleri kalmadı.
Demirtaş´ın ve KCK´ın yaptığı açıklamalar örgüt tarafından kabul görmese de Kürt Halk´nın tedigin oluşu ve tekrar seçimin yaşanacak olması, geri adım attırdı.
Kandil bu süreçte KCK ve Demirtaş´ın altında ezilmiş oldu. 1 Kasım sonrası kargaşanın artıp örgüt içerisinde bir savaşın yaşanması çokta sürpriz olmayacak.
