Kefernahum´un Zain´i Bizlere Yabancı mı?

Kefernahum´un Zain´i Bizlere Yabancı mı?

Üniversite yıllarında tanıdığım bir Kürt arkadaşım...

      Üniversite yıllarında tanıdığım bir Kürt arkadaşım, geldiği kent ve oradaki yaşamla ilgili anlattıkça, daralmıştım. Gerçekten de Doğu´daki ve aslında Kürt´ten de bağımsız; Anadolu´daki Türk´ü Kürt´ü Laz´ı özellikle ´ataerkil´ düzenin ve bağlantılı olan aşiret düzeninin tuhaf bir kafa karışıklığını yaşıyor. Yani bizim eski Yeşilçam filmlerinde üzüldüğümüz ne varsa, milyon katı yüzyıllardır Anadolu´da yaşanıyor ve yaşatılıyor. Üstelik bugün bile... Ancak tam tersi, Anadolu´da akıllara zarar bir konukseverlik, yardımseverlik ve birliktelik de var. Yani iyi ve kötünün ilginç bir şekilde harmanlandığı, doğallığın aşırılıklara flört ettiği garip bir mozaik...

Peki, Batı´da durum farklı mı?

Belki Cem Yılmaz, Ebru Gündeş, Acun Ilıcalı gibi şimdinin zengin-ünlüleri unutmuştur ama onların ünlü ve zengin olmadan önceki İstanbul hâlâ günümüzde devam ediyor. Yani hatırlamak bile istemedikleri ne kadar sinir bozan, ağlatan, acıtan; insanı intihara sürükleyen her ne varsa 2019 yılının Mart ayında yani bugün, hâlâ bu şehirde nefes alıyor. Patronlar, çalışanlarına bugün de sarkıyor... Kendisini müşteri zanneden karaktersiz kadınlar, girdikleri dükkanda bugün de çalışana hayatı zehrediyor. Gerçekten bir inansa, vereceği 50 bin liralık krediyi kendisine 500 bin lira olarak vermeye hazır romantik girişimciler, bugün de hayal kırıklığı yaşayarak evlerine dönüyor.

    Yani o barı açmak bugün de hayal Sevgili Cem Yılmaz ve gerçekten zengin olmanın yolu İstanbul´da bugün de yasadışı yollara sapmaktan geçiyor.

   Kefernahum´u izlerken, tam da bunları düşündüm. Sonra kendime sordum, acaba bu Zain denen çocuk, bizlere çok mu yabancı birisi? Lübnan-Fransa ortak yapımı olan bu filmi, mesela Yılmaz Erdoğan ya da Mahsun Kırmızıgül çekse... Derviş Zaim, benzer bir konuda kamera arkasında dursa, acaba daha mı az ödül alırdı...

    Hiç sanmıyorum...

   Belki İsveç´te Danimarka´da ya da Japonya´da izleyenin dikkatini dağıtacak ve kendisine "La, yürü git böyle hayat mı olur? Bu gerçek olamaz, kesin kurgudur" diye yorumlatacak Film, Ortadoğu´da sıradan bir günmüş gibi izlenebilir. Hatta ABD´de bile sokakta yaşayanların sayısını düşünürsek, orada bile düşük gelirli aileler tarafından izlenen görüntüler "normal" karşılanabilir.

     Peki, ne var filmde?

    Zain, henüz 11-12 yaşlarında bir çocuk... 7-8 kardeşi var ve ablasıyla birlikte kardeşlerine o bakıyor. Gündüzleri bakkalda çalışıyor, akşamüstü sokakta kardeşleriyle birlikte yiyecek-içecek satıyor. Şimdi bu fotoğraf bize "garip" geliyor mu? Henüz küçük yaşlarda ailesinin yükünü omuzlamış kaç kişi var ülkede, farkında mısınız siz?

   12-13 yaşlarındaki ablası adet oluyor ve Zain, ne olduğunu anlamasa da benzer şekilde olan komşu kızının zorla eve kapatılıp, sonra evlendirildiğine tanık olduğu için ailesinden bunu saklamasını istiyor ablasından... Ancak ablası tabi ki, bunu uzun süre saklayamıyor ve beklendiği gibi bakkalla zorla evlendiriliyor. Zain ise çok sevdiği ablası zorla evlendirilince evden kaçıyor ve sokaklarda yaşıyor. Peki, bu dinledikleriniz anormal mi? Benzer şekilde gözyaşı döken kardeşler yok mu memlekette? Geçmişi ne de çabuk unutuyoruz ya da unutmak istiyoruz, değil mi?

   Sonra küçük Zain, ülkede kaçak yaşayan, genç bir anne ile tanışıyor. Hamile kalınca, hizmetçilik yaptığı evden kovulan bir kadın ve henüz 1 yaşındaki oğluyla kalıyor. Kadın kaçak olduğu için tutuklanınca da bu kez 1 yaşındaki çocuğuyla sokaklara düşüyor. Yurtdışına ve Türkiye´ye evet, filmde bu da var; Türkiye´ye kaçıp hayatını kurtarmak için kimlik belgeleri lazım oluyor ve eve dönünce de küçük ablasının öldüğünü öğreniyor. Gerdek gecesi ablası kan kaybından ö?üyor. Zain de sinirle evden çıkıp bakkalı bıçaklayıp öldürüyor ve hapse düşüyor. Hapiste ise bir televizyon programına bağlanıp, şunu istiyor: "Annem ve babamı dava etmek istiyorum, beni niye dünyaya getirdiler? Bana yardım edin, onlardan davacı olayım" diyor.

    Peki, buraya kadar bizi şaşırttı mı? Konular ve gidiş yolları ne kadar bize göre değil mi?

  Anadolu´da biliyorum ki, bu filme benzer çok hayat var. Ancak büyükşehirde yaşayan kişilerin de onlardan daha aşağıda kalmayacak bir mücadelesi var. Keşke Bana Bir Şeyhler Oluyor eserini bir izleseniz. Şehirde yaşam daha zor.

    Tabi, bu kadar sözün ardından filmdeki Zain´e de sormak gerekiyor: Senin umutla gelmeye çalıştığın Türkiye´dekiler olarak, biz nereye gideceğiz?

Ferdi Güngör / İstanbul