SESSİZ GÜVERCİN UÇTU

SESSİZ GÜVERCİN UÇTU

Celil Ağabey, sessiz bir güvercin gibiydi;

     Celil Ağabey, sessiz bir güvercin gibiydi; ince, narin, hassas; onun yaşı yoktu; her yaşta idi ve herkesin dostu idi.. Sevindiğinde daima büyülü düşleri olan bir çocuktu; şarkılar , türküler söyler, bizimle oyunlar oynardı... Üzüldüğünde; çivisi çıkan dünyamıza acıyan bilgece bir susuşla "hadi bakalım bu yalancı görünüşlere siz de aldanın bakayım" der gibi; dünyayı, insanları hüzünle ve büyük bir istiğna ile süzerdi; ne de çok konuşurdu susarken...

    Celil Ağabey, uhrevi alemden gelip Kayabeyi köyünün yalçın kayalıklarına sığınmış sessiz bir güvercin gibiydi; ötelerdeki aklımız, göremediğimiz rüyamız ve gerçekleştiremediğimiz hayallerimizdi...
Şimdi yine o deruni gerçekliğe döndü; kanatlarını açıp sessizce uçup gitti... 
    Çocukluğumda birlikte sıra çobanlığı yaptığımız olmuştu; ona doymak, düşlerine ulaşmak mümkün değildi; askerlik yapmadığı halde, köy odasından dinlediği askerlik hatıralarını ödünçler; her gün başka bir ilde, başka bir birlikte, başka bir kimlikte karşımıza çıkar; bitmez tükenmez hayali askerlik anılarından; ödüllü tezkerelerinden bahsederdi. Belli ki, iyi bir romancı muhayyilesi ile doğmuştu; gördüklerini içeriyor, dönüştürüyor ve anlatıyordu... Zaman zaman hüzünlü türküler de mırıldanırdı; en çok gün batımını seyrederken söylediği türküye hayran kalırdım; 
"Akşam olur karalığa kalırsın
Derin derin sevdalara dalarsın
Oy gelin gelin, sevdalı gelin, öldürdün beni
Beni koyup yad ellere varırsın
sana zulum bana ölüm değil mi
Oy gelin gelin, sevdalı gelin, öldürdün beni" 
Sonra türküyü tamamlamadan döner sessizce köye giderdi; acaba neyi düşünür, neyi arzu ederdi... Kim bilir -askerlik anıları gibi- hiç evlenmediği halde; hayalinde nice evlilikler yapmış, nice çocuklar büyütmüş, nice mürüvvetler görmüştü... 
Anadolu insanı, büyük rüyaların görüldüğü isimsiz kahramanların yurdudur; öyküsü yazılmamış, filmi yapılmamış, dilekçesi kabul görmemiştir... Halen başka kültürlerin mitolojik öykülerine, kahramanlarına asıl kalmış modern aklımıza; bu sessiz uçuşuyla Celil Ağabey yeni bir kapı açabilir...
Huzur içinde yat güzel insan; kabrin nurla dolsun; türkülerle uyu... Hepimizin geleceği yer senin yanındır; öte alemdekilere selam söyle; de ki, kalbi kuruyan dünyada insanlar rüya görmeyi, türkü söylemeyi önemsemiyorlar; hiiiç ölmeyeceklerini sanıyorlar... Öyle söyle...
Bir de bil ki, sevdiğin türküyü dinlediğimde/söylediğimde hep seni hatırlayacak ve dua edeceğim...