www.cildirgoyce.com

SEVGİLİLER GÜNÜ DEĞİL: SEVGİ GÜNÜ...

SEVGİLİLER GÜNÜ DEĞİL: SEVGİ GÜNÜ...

Nefret, bizim memlekete ne zaman...

      Nefret, bizim memlekete ne zaman girdi, nasıl girdi; bilemiyorum. Biz böyle değildik... Yunus Emre´miz Mevlânâ´mız vardı; onları bile itibarsızlaştırmak adına binlerce hikâye uydurduk. Belki de çok doğruydu şu "Amerikalıların Türk Fıkrası" diye meşhur olan kısa yazı:   

     Adamın biri ölmüş ve cennetlik olduğu için de dileği sorulmuş: "Cehennemi çok merak ediyorum, orayı gezmek istiyorum" demiş. Bir zebani vermişler yanına, cehennemi gezdirmeye başlamışlar...

    Uzun, geniş ve uçsuz bucaksız bir tarlaymış cehennem... Her yerde, içinden zaman zaman ateşler yükselen çukurlar ve başlarında bir görevli varmış. Adamın dikkatini çekmiş?

   - Bu çukurlar ne? Bayraklar ve başlarındaki görevliler ne yapar?

  Zebani yanıtlamış:

   - Cehennem, çukurların içinde... Ateşte yanıyorlar. Bayraklar, temsil ettikleri ülkeyi gösteriyor. Her çukurda elinde sopalarla duran görevliler ise birbirlerinin omuzunda yükselerek, çukurdan dışarıya çıkmak isteyenlerin kafasına vurarak, çukura geri düşürüyor. Adam ilerlerken, bir çukurun başında kimseni olmadığını farketmiş. Çukurun başında ise kırmızı beyaz bir bayrak varmış. Merak edip, sormuş:

    - Bunlar hangi memleketten? Neden çukurun başında kimse yok?

    - Ha, onlar mı, demiş zebani... Onlar Türkiye´den geliyorlar ve bir görevliye ihtiyaçları yok. Ne zaman içlerinden birisi yukarıya çıkacak olsa, öteki paçasından aşağıya çekiyor: "Ben çıkacağım" diye. Şimdiye kadar da hiçkimse çıkmayı başaramadı.

   Bu fıkrayı ilk duyduğumda gülmüştüm: Komikti. Ancak şimdi düşünüyorum da hiç de güleceğim bir fıkra değilmiş. Daha doğrusu bu bir fıkra da değilmiş: Tarifi abartı olsa da mesajı gerçekmiş.

   Biz hep birbirinden nefret eden insanların yaşadığı bir ülke olduk, çıktık. Belki de bu yüzden Rahmetli Kemal Sunal´ın Adile Naşit´in Sadri Alışık´ın Şener Şen´in filmlerine bu kadar çok güldük. Hababam Sınıfı filmi bu yüzden bizim en çok sevdiğimiz film oldu: Bu ayrışmalardan korktuk. Belki de 2019 yılında başımıza gelecekleri biliyorduk. Nefret ve sevgisizlik hepimizin bir gün gerçekten kanına işleyecek ve bizler insanlıktan tam anlamıyla çıkmış yaratıklar olarak bir toplum oluşturacaktık.

   Şunun için söylüyorum:

   Bugün Sevgililer Günü diye sevgilisine çiçek alan, akşam eve karısına hediye götüren kişiye hatırlatmak isterim: Bugün Valentine Day´s olarak bilinen aslında sevgililerin günü değildir! Sevgi günüdür. İngiltere başta olmak üzere de dünyada bu mantıkla kutlanır. Peki, nedir farkı?

   Şudur:

    Bugün aslında sevdiğini bir türlü itiraf edemeyen, romantik ve platonik âşıkların, gidip cesaretle "Seni seviyorum" dediği, itiraf ettiği gündür. Yani o sevdiğini ilk kez söyleme günü bugündür.

    Yoksa zaten sevgili olanlar için bugünün diğer günlerden bir farkı yoktur.

  Onlar, sevdikleri kadına şiddet uygulamasınlar, onları kadın cinsiyetiyle alay edip, aşağılamasınlar; yeter.

    Sevgililere ve sevgisini içinde öldürenlere duyurulur.