FERDİ GÜNGÖR


Allah, Belasıyla Da Islah Eder, Salâsıyla Da?

Gazetecilik, öyle sanıldığı kadar...


Gazetecilik, öyle sanıldığı kadar zor bir iş değil? Ben önceki yıllarda da söylemiştim: Beykoz?dan çıksın birisi orta yere ?Ben gazete çıkartacağım? diye, bedava yardımcı olayım? 250 bin insanı toplayayım, 2 günde gazeteciliğin özünü göstereyim. Gazeteci olmak zor iş değildir çünkü? Ama zor olan bir şey var: Gazeteci kalmak? Yani bunu sürekli hale getirmek? Adamlık da böyle bir şeydir mesela? Herkes adam olur ama pek azı adam olarak kalır?

 

    Beykoz?da Yeşil Beykoz?u daha kurmadan başımıza iş aldık. Daha Bismillah, ilk haberimizi yazdık, attık; siteye saldırı yaptılar. Kimin yaptığı da belli yani? Üzülüyor insan? Adam bildiklerimiz adam kalamayınca, inciniyor. Ardından haberleri paylaştığımızın 3. ya da 4. günü Yerel Basın Platformu?ndan atılıyoruz. Haberlerimizi yerel gazetedeki arkadaşlarımızla paylaşamıyoruz. Onlar bana özelden soruyorlar, bir şey diyemiyorum. Ne diyeyim? Tükürsen yüzün, çıkarsan gözün? İnsanları satmak bana yakışmaz ki? Dedikodu yapmak bana yakışmaz ki? Acınmak-acındırmak bana göre değil ki?  ?Beykoz´da ne yazık ki işler böyle yürüyor arkadaşlar? Maalesef biz bir Pendik, bir Kartal, bir Çekmeköy olamadık!? mı diyeyim? Kimi kime şikâyet edeyim? Yakışır mı bana? Bazen bazı konuları Büyük Güce bırakmakta fayda var? Allah, zamanla ıslah eder? Ama belâsıyla ıslah eder, ama salâsıyla ıslah eder? Eder yani? Bir şekilde eder?

   Sağolsun, tüm haberlerimizi Beykoz Platformu?nda bu sürede yayımlayabildik. Yetkili olan kişilere teşekkür ediyorum. Sağolsunlar? En azından Beykoz?da Adamlığın bir kerelik bir şey olmadığını gösterdiler. Yine Ardahan?da Çıldır?da kadim dostum Çıldır Manşet?in sahibi ve aynı zamanda Kızılay Başkanı Ahmet Vural da teveccüh gösterdiler, zaman zaman köşe yazılarımızı yayınladılar. Yayınlamakla kalmayıp, orada çıkarttıkları gazetelerinde de ayrıca bastılar. Sağolsunlar?

   Ülkemde bazı insanlar, Evlilik Programı?na katılıp da evi-arabası olmayana el vermeyen ablalar gibi davranıyorlar. Tek kriter maddiyat? Tek kriter mevki? Tek kriter çıkar-menfaat? Öyle pis bir düzen kurulmuş ki, insan ne yapsa hiç temizlenmeyecekmiş gibi duruyor. Ancak bir yerlerde de ?neyin ne olduğunun farkında´ olan birileri geleceğe umutla bakmayı sürdürüyor. Daha yalansız, daha çıkarsız ve daha adil bir gelecek için hem umut besliyor, hem de göreceği günler adına heyecanlanıyor.

    Bir gün gerçekten insanlar daha sağlam zeminler üzerinde ve daha özgür bir şekilde hareket edecekler. İnsanlar birbirlerine ?yalakalık´ olsun diye değil, ?hakettiği´ için değer verecekler. Profesyonel olan insanlar, amatör kişilerin oyuncağı olmaktan kurtulacaklar. Yetenekler, bilgi ve zekâ gerçekten önemli bir hale gelecek. Paranın, mevki ve şöhretin yalnızca ?sanal göz boyaları´ olduğu anlaşılacak. İnsanlar o gün geldiğinde ?olanları´ konuşacak ve gerçeklere asla gözlerini kapatmayacak.

    Göreceksiniz? O günler gelecek? Bilim ve sanat bu ülkede kıymetli bir duruma gelecek ve yıllarca bunlardan uzakta yaşamış olan insanlar; bunların önüne set çekmiş olan insanlar utancından sokakta yüzlerini gizleyecek. Hukuk Devleti olduğumuzun farkına varılacak ve mahkemeler, gerçekten haksızlığa uğramış-incinmiş insanların gönül kırıklıklarını tamir edecek kararları cesurca verecek.

    O gün geldiğinde memleketinde ellerini yalnızca saçlarına sürerken görülen bir profesyonel futbolcu, onbinlerce insanın gözlerinin içine baka baka elini şortunun içine götüremeyecek! Özür dileyen bir kulüp başkanına karşılık da diğer kulüp yöneticisi ?Ben kabul ediyorum özrü? demeyecek; kendisi de temsil ettiği kişilerin hataları dolayısıyla özür dileyecek! Eğer bir iyi niyet olursa, karşılıklı olacak; tek taraflı olarak birisi bunu menfaatine kullanmayacak!

?Yok yahu, biz o günleri görmeyiz? demeyin; o günler gelecek?

Siz kötülerin kazandığını ne zaman gördünüz ki, umutsuzluğa düşesiniz? İyiler daima kazanacak ve kötüler kaybedecek?

Önünde sonunda kaybedecek?

Göreceksiniz?

Bir gün, ?Ferdi demişti? dersiniz?