Adem Yavuz VURAL


BOYA, BADANA, FIRÇA

Günümüzdeki beşeri ilişkiler...


         Günümüzdeki beşeri ilişkiler malesef bu çark düzeninde işliyor. Boya, badana,fırça...
   Sorumlusu olduğun toplumun yaşam şartlarını iyileştiremeyenler, bilakis dahada zorlaştıranlar sözüm size. Seçilmişler olarak halkın vebali sizin üzerinizde. İçerisinde bulunmuş olduğunuz bir oluşumda yanlış gördüğünüz bir kararın altına "ŞERH" düşmek, belki o masadaki kararı etkilemeyecektir ama sizi vicdanen rahat hissettirecektir. Aslında bu yazmış olduğum cümlelerin yazımla pek bir alakası olmasa da aklınızda bulunsun istedim.
     Gelelim yazımızın asıl konusuna. Gazetemiz ve sitemizde yapmış olduğumuz, eksi 20 derecede 20 santimlik buzun altından su çıkarmaya çalışan, analarımızın, kardeşlerimizin bu ilkel yaşam şartlarını herkes görmüştür. Çekmiş oldukları çileyi bazıları sosyal medya hesaplarından haykırmaya çalışırken, bazıları ise bize ulaşarak " ne olur bu işe bir çare bulun, siz yazarsanız bizim sorunumuz çözülür" diyerek gazetemize ulaştılar. Toplumun gözü, kulağı, sesi olmak bizim görevimiz. Haberimizden sonra kışın çok ağır yaşandığı bu günlerde köyün su sorununun çözülmesi için çalışmalar başladı. Çok çekmez su sorunu çözülür ve o köyümüz suya kavuşur.
    Peki illa habermi yapılması gerekiyor? İlla o köyde yaşayan vatandaşların feryat-figan çırpınışlarda bulunması mı gerekiyor? O köyde her kış su sorunu yaşandığını, köy sorunları ile ilgilenen kurum, orada bulunan üyeler, o köyün muhtarı bilmiyor mu? Köylere Hizmet Götürme Birliği denilen kurum, o kurumun başkanlığını yapan ilçe kaymakamı, halkın oylarıyla seçilmiş halkın temsilcisi İl Genel Meclis Üyeleri, muhtarlar veya diğer şahıslar tarafından yıllık programlar belirlenirken hangi kriterler gözetiliyor? Hizmet aciliyetinde öncelikli olan köyler var mı? Yukarıda sormuş olduğum soruların tek cevabını ben vereyim. Tüm üyeler Kaymakamın gözüne bakıyor. Onun imza attığı karara " bu yanlıştır" diyip "ŞERH" düşen ben duymadım. Duyan varsa beri gelsin. 
      Vatandaş su bulamıyor, buzu kırıp su çıkarmaya çalışıyor, o çilekeş vatandaşların oylarıyla temsilci olarak seçtikleri muhtar ise bize gelip " neden haber yaptınız" diyor. Kaymakam çağırmış fırçalamış, "neden haber yaptırdınız " demiş. Muhtar efendi o köyde su olmazsa gidip Çıldır Manşet çalışanları buzu kırıp su çıkarmaya çalışmayacak. Bugün senin eşin, çocuğun, köylün o buzun altından su çıkarmaya çalışıyor. Yarın köyündeki su sorunu giderilince, seni kendilerini temsil et diye seçen köylülerin sıcak evlerinde musluktan akan suları içecekler. Seni makamına çağırıp fırçalayan kaymakama "sen o şartlarda su çıkarmaya çalışan vatandaşlarının halinden vicdanen rahatmısın" demen gerekiyor. Ama diyemezsin. Çünkü sen de o dirayet yok. Oda bunu bildiği için vazifesi olan bir işi yapmak yerine, makamına seni çağırıp "niye su istiyorsunuz, buzun altından çıkardığınız su ile idare edin" der gibi fırçalıyor. 
İki yıllık hizmet süresinde ilçede dişe dokunur doğru dürüst hizmeti olmayan, ancak şu köyün, bu köyün muhtarını arayıp "kahvaltı hazırlayın, yemek yapın, köy yumartası getirin, atları hazırlayın sefere çıkıyorum" diye haber gönderdiği sizlerede fırça hak. Alt yapısını hazırladığınız boya-badananın, bugünde fırçasını yiyorsunuz. 
      Peki ne mi yaptınız. Başta Çıldır Belediyesi olmak üzere, seçilmişlerinden, kurum amirlerine, memurlarına, siyasi parti temsilcilerine kadar yüksek katılımla sayın Kaymakamınıza veda yemeği verdiniz. 
     "Sağolun sayın Kaymakamım köylülerimize buz altından su içirdiniz. Sağolun kaymakamım 100 bin Türk lirasına jip aldınız, ancak su motoru bozulan Kayabeyi köyüne para yok deyip 3 bin Türk lirası vermediniz. Sağolun Kaymakamım İlçe merkezinin göbeğinde neye benzediği belli olmayan bir bina yaptınız, bitirmeden gidiyorsunuz. Sağolun kaymakamım Konakladığınız evi yeni baştan dizayn ettiniz, makamınız da bir odayı şark köşesi yapıp misafirlerinizi ağırladınız fakat Kaymakamlık önündeki merdivenleri iki senede ancak bitirdiniz". Bunların hepsini orada bulunan sizler dediniz. Ben vicdanen rahat, fakat ilçem için son derece üzgünüm. Ya siz?.....