ALPASLAN PEHLİVAN


DEVLETİMİZİN HER İŞİ YAPMASINA GEREK VAR MI?

Ekonomi hakkında ne düşünüyorum? Nasıl bir Ekonomik model hayal ediyorum!!!


Ekonomi hakkında ne düşünüyorum? Nasıl bir Ekonomik model hayal ediyorum!!!


3.
DEVLETİMİZİN HER İŞİ YAPMASINA GEREK VAR MI?


Bizim milletimiz devlete BABA der!. Baba’nın koruyuculuğunu, kolaycılığını, şefkatini bekler. Ve kısmen de haklıdır.
Çünkü köylü; zamanında 2 öküzünden birisini hiç çekinmeden devletine vermiş ve gözü asla arkada kalmamıştır. Esnaf; getirilen ek vergilere OF bile dememiştir. Hiçbir vatandaşımız evine örneğin buzdolabı, cep telefonu gibi hayati bir ürünü alırken verdiği ÖTV için ben bunun nesine bu kadar yüklü vergi veriyorum dememiştir. Gerektiğinde yine verecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın!
Ancak burada dikkatinizi çekmek istediğim bir konu var. Devlet BABA ya hani! peki her baba evlatlarına eşit uzaklıkta duran, onlar için gerektiğinde her türlü fedakarlığa katlanacak baba mıdır? 
Etrafta kötü örnek olmuş, içkide, kumarda v.s baba örnekleri hiç yok mudur? Sağa sola sürekli borç takıp ceremesini çocuklarına çektiren baba örnekleri ile hiç karşılaşmıyor muyuz?
Samimiyetle düşündüğünüzde sizlerin de aklına benim aklıma geldiği gibi kötü örnekler mutlaka geliyordur. 
Bu babalar ile konuştuğunuzda “evladım ben ne yaptıysam senin için yaptım! Bu kadar fedakarlık yapıyorum ve sen bir de beni suçluyorsun! Ben bu aile için ne kadar çok didiniyorum görmüyor musun?” v.b cümleleri kurarlar. Halbuki gerçekte onlar için çoluk çocuğunun rızkı da, ailenin toplum içerisindeki yeri de çok umurlarında değildir! Sadece kendi bencillikleri ve narsislikleri ile kendilerini haklı çıkarma telaşındadırlar!
Bunu konumuza şöyle bağlayalım.
En kolay harcanan para “kendi kazanmadığın parayı harcamaktır” bu ailede de böyledir, şirketlerde de, kurumlarda da, Devlette de!
Sağ olsun devletimiz iş yapıyor görünmek için çeşitli (eski adıyla KİT) kamu ticari kuruluşları yapar. İlk hareket için de bunlar gereklidir. Yapılmalıdır, ancak bu yapılacak işler eğer piyasa dengesini bozmaya, haksız rekabet oluşturmaya, Piyasada bu işi yapabilecek iş insanları çıktığında onlarla Hormonlu bir mücadeleye dönüşürse işte tam buraya ciddi itirazlarım başlayacaktır.
1-2 örnekle konuyu toparlayayım
Biliyorsunuz bir zamanlar Sümerbank diye bir tekstil devi vardı. Cumhuriyetimizin kurulduğu dönemde o zamanki şartlara göre BÜYÜK çapta üretimler gerekliydi. Beklentiyi karşılayacak kadar büyük sermayeyi ortaya koyabilecek bir iş insanı da ne yazık ki yoktu. Devlet doğru bir adım artarak bu işletmeyi kurdu. Yıllarca üretim ve pazarlama yaptı. Sonra her ilde neredeyse 10 Sümer bank kadar üretim yapabilen Özel sermaye ve iş insanları çıkmaya başladı. Üstelik daha az insan ile daha kaliteli ve rekabetçi ürünler ortaya koymaya başladılar. Devletimiz de bu alandan çekildi. Peki kötü mü oldu? Hayır asla kötü olmadı. İş insanları özgüvenlerini piyasa şartları ile birleştirip Türkiye’mizi tekstil konusunda Dünya’da parlayan bir yıldız haline getirdiler!!! 
Bu örnekten yola çıkarak soruyorum. 
- Devletimizin TRT gibi bir kuruma ihtiyacı var mıdır? Belki toplumun dezavantajlı vatandaşları (Engelli, Hükümlü v.s) için ve ticari talebi az olan ama toplum kalitesine değer katacak (örneğin klasik müzik yayını, Acil durum bilgilendirmeleri v.s) yayınları yapmak üzere 1 en fazla 2 kanal yeterli değil midir? Bir çeşit Resmi Gazete mantığı ile yayın yapan bir TRT kime yetmez!
10 Binlerce çalışanı, binlerce binası, sosyal tesisi, aracı v.s olan bir yapıyı biz vatandaşlar Neden beslemek zorundayız???
Üstelik bu hormonlu yapı içerisinde bile elimizdeki kumandalar neden TRT yi değil de Özel kanalları seçiyor????
- Devletimizin kömür çıkarmasına,
- Market işletmesine,
- Uydu(lara) sahip olmasına,
- Onlarca baraj işletmesine
Gerek var mıdır?
Ayrı bir başlık olarak Devletimizin bu kadar bankaya ihtiyacı var mıdır? Sadece merkez bankası yeterli değil midir?
Peki devlet bankaları aslında neden vardır? Azıcık piyasa bilgisi olan herkes Bu sorunun cevabının “yandaşlara ucuz kredi” vermek için olduğunu bilir. Burada yandaşlardan kastım “o anda iktidarda kim varsa odur” bugün iktidardaki A partisi bu kaynaktan faydalanıyor yarın C partisi faydalanacak. Bütün mesele “bu ineği biraz da biz sağalım” kavgasıdır!
Benim önerim bu ineği en iyi sahiplenecek, hak ve sorumluluklarını yerine getirebilecek vatandaşa (yabancıya değil) satılmasıdır. Devletin ineği olmazsa sağacağı süt de olmaz!
Ha bu arada bu ineği vatandaş iyi sahiplenemez ise ne olur? Hiçbir şey olmaz. Kar ederse devletimiz vergisini alır! Zarar ederse kendisi eder! Daha iyi idare edebilecek birisi bunu satına alır!
Şu anda örneğin Ziraat bankasının zararını bu yazıyı okuyan SEN kardeşim ile ben çekiyoruz! Halbuki Ziraat’in sahibi sıradan bir vatandaş olursa zararını kendisi çeker iflas eder! Şu anda örneğin AkBank’ın zararı bizi ilgilendiriyor mu? hayır!!!
Bu örnekler sayfalarca uzatılabilir ancak konunun özünün anlaşıldığını düşünerek sonlandırıyorum


Saygılarımla
Alpaslan Pehlivan

Devam edecek…


Bir sonraki yazı konusu
4.
Asgari ücret sadece TAVSİYE niteliğinde olmalıdır. Alt limit belirleme Zulmünden vaz geçilmelidir!