YAŞAR GELER


EMEK HIRSIZLARI

Hırsız, kendine ait olmayan


    Hırsız, kendine ait olmayan her hangi bir şeyi zorla ya da gizlice alıkoyan kimsedir. Hırsızlık ise, başkasına ait olan her hangi bir şeyin alınmasıdır. Yani hırsızın yaptığı eylemdir. Hırsız için yer, zaman, mekan ve çalınacak metanın önemi yoktur. Değeri ne olursa olsun çalar ve götürür neredeyse bedava denecek bir bedelle başkasına satar.
    Ben, hırsızlığın türü ne olursa olsun bunların genel adına ?´Emek Hırsızlığı´´ diyorum. Alt grupları ise, araba hırsızlığı, konut hırsızlığı, kap-kaç, ATM vs? hırsızlıklarıdır. Bu türlerin hangisi olursa olsun, sonuçları bir emeğin çalınmasıdır, emeğin gasbıdır. Emek nedir? Emek, beyin ve beden gücüyle enerji ve güç harcamaktır. Bu harcama sonucunda ?´Emek ?´ ortaya çıkıyor. Harcanan her emeğin de iyi- kötü bir karşılığı vardır. Bu karşılığa da bedel diyoruz.
İnsanlar, ya işçi olarak, ya memur olarak veya işyeri sahibi olarak yani beyin ve beden gücü harcayarak gelir elde eder ve yaşamlarını sürdürürler. Bu tanımlamaları yaptıktan sonra gelelim sadede: Neredeyse her gün gazete ve TV haberlerinde görmüyoruz ki bir hırsızlık haberi geçmesin. Ya bir iş yeri soyuluyor ki bu küçük esnaftır, ya bir kap-kaç yapılıyor, ya bir dolandırıcılık yapılıyor ya bir insan gasp ediliyor vs. ? Bakıyoruz kim gasp edilmiş? Aylık maaşı bin- bin beş yüz tl olan bir emekli ya da çalışan. Kimin parası çalınıyor? Emekli veya yalnız yaşayan gariban bir vatandaş. Kim soyulmuş? İşçi veya memurun evi. Kimin arabası çalınmış? Yine çalışan ya da emeklilerden bir vatandaşın arabası. Sonra ATM´ ler, benzin istasyonları, işyerleri, taksiciler, bankalar vs? Pekala, hırsızlığı yapan kim? Haberlerden öğreniyoruz; en az 20-30 hatta 50-100 kadar hırsızlık zanlısı. Kardeşim bu zanlı madem bu kadar suç işlemiş, neden dışarda? Bu hırsızlık ve suç örgütleriyle kim ortak çıkıyor? Bir kamu görevlisi. Şimdi soruyorum; neden bu suç makinaları dışarda ve elli, yüz vs? defa suç işlemesine neden fırsat veriliyor. Neden hukuk buna engel olamıyor? Demek ki ne olmalı; cezalar ağırlaştırılmalı. Suç işleyenin kolayca geri gelip tekrar suç işlemesine fırsat verilmemeli.
Bakın suç unsurları, hırsızlar, kap-kaççılar vb. suç odakları; sizler, gariban insanların emeklerini çalıyorsunuz. Emek hırsızlığı en büyük suçtur. Hem hukuk önünde hem de tanrı katında. İşte bu iki yerde hesap verecekseniz. Hukuk sizi engelleyemeyebilir ama Hak, sizi mutlaka cezalandıracaktır. Siz, o masum işçiyle birlikte mi çalıştınız da O´ nun emeğini çalıyorsunuz. Siz, o gariban memurla kırk yıl birlikte mi çalıştınız da O´ nun kuş kadar emekli maaşına göz dikiyorsunuz. Siz, o zavallı genç kızımızla birlikte mi emek harcadınız da yerlerde sürükleyerek O´ nun emeğine kap-kaç yapıyorsunuz. ATM´ lerden para çeken kim? İşçi, emekli. Onların emeğine, yaşam ihtiyaçlarına göz dikiyorsunuz. Onlar kim biliyor musunuz? Onlar da sizin gibi varoşlarda, yoksul bölgelerde yaşayan çaresiz insanlardır. Zengine zaten ulaşabilme imkanınız olamaz. Çünkü, onlar korunaklı lüks sitelerde yaşıyorlar. ATM´ lerde işleri olmaz. Size o fırsatı da vermezler ayrıca. Garibanların emeğini çalmaktan vaz geçin artık.
Tabi ki daha büyük hırsızlar da vardır. Kamuyu soyanlar, bankaları soyanlar, toplumu soyanlar? Bizim derdimiz onlarla değil. Zaten onlara hiçbir şey de olmuyor. Bizim derdimiz gerçekten garibanları soyanlarla. Zenginden, kartel vb. yerlerden soyanlar, çalanlar deveden bir kıl koparmış olurlar. Bunu onaylıyor muyuz? Tabi ki hayır. Hırsızlığın bir kuruşu ile trilyonu arasında fark yoktur. Önemli olan durumdur. Durum ve psikoloji her ikisinde de aynıdır. Ama garibanın on lirası O´ nun o gün ki yemeğidir, aşıdır, ekmeğidir. O ekmeğin o gün O´ nun elinden alınması, O´ nun o gün aç ve sefil kalması demektir. Bu nedenle garibanın zorluğuna dikkat çekmek istedim.
Ey zalimler, alçaklar, onursuzlar; elinizi emekten, garibandan, zavallıdan çekin artık. Bırakın o masum insanlar kendi dünyalarında az da olsan rahat ve huzurlu yaşamaya çalışsınlar. Hayallerini ve geleceklerini karartmayın artık.
Emek kutsaldır, bir gün sizi ve o çaldıklarınızla yedirip doyurduğunuz herkesi yakacaktır. Kendinizi düşünmüyorsanız bari yakınlarınızı düşünün. Çalmak yerine gidin çaldığınız insanlar gibi, emeğiyle kazananlar gibi siz de emek sarf ederek ve çalışarak kazanın. Aslında yazacak o kadar çok şey var ki, ama burada kısadan hisse çıkarmak en güzeli.
Yaşar GELER
Uz.Eğitimci-Yaza