SİNAN KARAÇAY


HAYDİ ÇOCUKLAR SANAYİLERE

Eskiden çocuğu olanların en büyük hayali...


   Eskiden çocuğu olanların en büyük hayali evlatlarının rahat ve mutluluk içerisinde yaşaması hatta onlar yaşadığı yetmezmiş gibi yaşlanan ana ve babalarını da rahat ettirebilmeleri için tek istekleri ve hedefleri çocuğunu okutmak ona bir üniversite bitirtebilmekti.
   Böyle düşünmekte de haklılardı zaten genç cumhuriyetimizde okuma yazma oranı oldukça düşük yüksek öğrenime gidenlerin sayısı ve Üniversite okuyabilmek hem kazanmak hem de kanadığı okuyup bitirmek adına çok çetin bir olaydı olmasına da onca eziyetin sonu ise ferahlıktı. Geleceğe dair en ufak bir kaygısı olmayan üstelik toplumsal statü olarak da hiç de azımsanamayacak mertebelerde bir çocuğu olmasını kim istemez ki?    
   Tabi yüksek öğrenim kurumlarının sayısı az ve bu okulları okumak da zor ve meşakkatli olunca toplumun ciddi bir bölümü biraz çocuklarının isteksizliği daha çok da kendi imkansızlıkları nedeni ile çocuklarının ellerinden tuttukları gibi soluğu sanayi sitelerinde alıyor eti senin kemiği benim diyerek evlatlarını içleri acıya, acıya da olsa yağın, pasın ve kirin içine bırakıyorlardı. 
   Sanayideki çocukların ise istemeye, istemeye de olsa bu sanayi sitelerinde kulaklarından çekile, çekile hatta tokat yiye, yiye bir süre sonra o eziyetin içerisinde birer usta olarak çıkıyor ve çok geçmeden de sanayide boş bir dükkâna ya da artık yaşlanıp mesleği bırakan ustasının dükkânın önüne kendi tabelasını dikiyordu. Üstelik dün o sanayiye bırakılan çocukların olduğu yıllarda ne bu kadar huzur evi vardı ne de bakım evi onlar ellerinden tutup onları sanayiye bırakan ana ve babalarını da oralarda ölüme terk etmiyorlardı da. Bugünün okuduktan sonra annesi ve babası sosyalleşmelerini engellediği için onları para karşılığı huzur ve bakım evlerine hapseden bugünkü çağdaş nesiller gibi de değillerdi hani. 
   Dünün çaresizlik nedeni ile sanayiye bırakılan çıraklarının bugünün ise ustalarının çok büyük bir bölümünün yüreğinde hep okumamanın ya da okutulmamanın burukluğu öyle yer etmiş olacak ki şöyle bir bakın dünün o elinden tutulup sanayiye bırakılan çocukların çocuklarının bugün tamamına yakını bir şekilde üniversite eğitimi almış durumdalar. 
    Ben görmedim evladım görsün, ben yaşamadım evladım yaşasın ve ben giyinmedim evladım giyinsin diyen geçmişin yüreği yanık içi buruk anne ve babalarının evlatları anne ve babalarının hikayelerinin tam aksine elleri yağa, kire ve pasa dokunmadan hayatın tam ortasında kendilerini bulmaktalar. Geçmişte yüreğinde okuyamadığı için ukde kalan tüm ana babalar yaşayamadıkları yaşamı haklı bir ebeveynlik duygusu ile adeta bir halı gibi evlatlarının önüne sermekte ve bu imkanları sererken de hiçbir imkânsızlığa boyun eğmemektedirler. 
    Adeta kendilerinin yarım kalan hikayelerini evlatları aracılığı ile tamamlamakta geçmişin imkansızlıkları be noksanlıklarından intikam alırcasına çocuklarının imkân ve şartlarını sınırsızlaştırmaktadırlar.
   Ancak gelinen noktada gençliğin çok ciddi bir bölümü bir şekilde özel ya da devlet üniversitelerine gitmek üzerine programlanmış ve bunu da ciddi oranda bugün itibarı ile başarmış durumdalar. 
Peki bu durumda sorun nedir?
    Herkes temiz bir ofis, iyi bir bilgisayar, kayın meşe ağacından bir masa ve işe gidip gelirken altında bir arabanın varlığı için kendini şartlandırınca bizlere bunca rahatı ve lüksü sağlayacak araç ve gereçlerin imalatı ve tamiratı noktasında yetişen insan sayısı her geçen gün azalmakta ve eğer bu hızla gidilir ise de yaklaşık yirmi ve otuz yıl sonra artık evimizi yapacak usta, muslukları tamir edecek tesisatçı, güzelim arabamızın motorunda mekaniğinde ve kaportasında yaşanacak sıkıntıları çözecek ustalara bulamayacak işte asıl o zaman yokluğu yaşayacağız. 
    Bence tren tersine döndü artık sondakiler başa baştakiler ise sona geçti bugünden sonra çok kazanan ve rahat yaşayanlar altlarında araba babalarının aylık binlerce lira ödediği özel üniversitelerin içindeki kafelerin müdavimi nereye atsan elinin değdiği geleceğin işsiz güçsüz gençler değil de sanayinin yolunu tutup gündüz yağın, kirin ve pasın içinde olup ancak kendilerine duyulan ihtiyaç nedeni ile her kesin mumla aradığı ustalar olacak benden söylemesi.
   Şimdi çocuğunu seven ve onun ileride rahat bir hayatı olsun isteyen herkes tutsun çocuğunun elini doğru sanayi siteleri