Yakaşan yerel, seçimler , Fırat´ın doğusu, tren kazası, açıklanmayı bekleyen aday adayları yeni kurulan teşkilatlar, yeni kurulmayı planlanan teşkilatlar?
Gündem ahenkini bozmadan her zaman ki gibi tüm hızıyla devam ediyor. Hangi konu hakkında yazmalıyım diye düşünürken bazen yazmamaya karar veriyorum. Bekliyorum bu yoğunlukta en can alıcı yerde yazmalıyım diyorum. Bakıyorum aslında hepsi can alıcı noktaya ulaşıyor, Yerel seçimlerde birileri kazanırken diğerlerinin canı acıyacak. Tren kazasında canı kaybedenler oldu, Fıratın doğusunda Ülkemizin bekası için canını kaybedenler edenler olacak. Lakin hayat devam edecek her zaman ki gibi, bu kadar yaşanılanın ardından kimler ayakta kalacak yada unutulmayacak dersiniz, her zaman ki gibi dik duranlar, mavi boncuk dağıtmayanlar ve kişiliğinden taviz vermeyenler?
Yerel seçimlere odaklanmış bir gündem daha hoş geliyor kulağa, muhtarlık, il genel meclis üyeliği ve belediye başkanlığı dar çevrelerde sıkça konuşulan konular, her aday yada aday adayı kendini ön plana çıkarmak için çalışmalar yürütüyor. Gayette güzel ilerleyen bir süreç aslında, bayram sabahı gibi küslükler bitiyor özürler dileniyor, birleştirici bir unsur oluyor, dar seçim bölgelerinde mutlu oluyor insan bunları görünce?
Peki ya görmediklerimiz ? Kapalı kapılar ardında dağıtılan mavi boncuklar?
Üç kişi bir sırrı sakIayabiIir, der Benjamin FrankIin eğer ikisi öImüşse?
Hiçbir sır yoktur ki, herkes duymuş oImasın der Dostoyevski
Asolan Nazım dediği aslında ? Bir ağaç gibi hür, bir orman gibi kardeşçe? yaşamak?
Pazarlıksız, kardeşçe, eşit bir şekilde menfaaatsiz, çıkarsız bireysel değil toplum değerleri, mikro milliyetçilik değil ulusçu bir tavırla herkesi kuçaklamak getirir başarıyı. Hak edene hak ettiğini vermekle, likayatla oluşacak yapılar getirir başarıyı. Ben kazanayım gerisi önemli değil, benim gemim yürüsün dememek gerekir. Herkes aynı gemide aynı istikametteyken bencilce egoist bir tavır sergilemek zarar verir, ? Kişi? olmak gerekir duruş sergilemek için, mavi boncuk dağıtmamak gerekir, her pazarlık bir vazgeçiştir, kendini akıllı zannetmek, ilk aptallığınızdır, aslında farkında olmadığınız?
Sırlar ve Gizemlerle yönetilmeye çalışılan süreçler, Sırların ve Gizemlerin ortaya çıkması korkusu ile gereksiz panik havası yaratır ve bu hava senin olanı ve senin olsun diye bugüne kadar yanında olanları kaybettirecektir. Sırların adamı olmak yerine kalıbının adamı olmak kazanmak için en geçerli reçete olacaktır.
Sır sandığınız cümlelerin meydanlarda yankılandığını duymazsınız, kaybedinceğe dek! Açın kapıları ardına kadar ben buyum diyin ve anlatın kendinizi herkese, dün yediğiniz hurmaların yarın sizi tırmalamaması için?.
